Tiyatroya Giden Panda Masalı



Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; develer tellal iken, pireler berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken… Henüz hayvanların yakalanıp da hayvanat bahçesine hapsedilmediği güzel günlerde, Çin’in kocamaaan bambu ağaçlarından oluşan ormanlarının birinde, tatlı mı tatlı, sevimli mi sevimli bir panda yaşarmış.

Bu panda, ormandaki pandalarla da, diğer hayvan dostlarıyla da çok iyi anlaşır, herkesle çok iyi geçinirmiş. Ama kötü bir huyu varmış. Bu kötü huyu da çok korkak olmasıymış. Birden bire önüne bir şey çıkıverdiğinde veya ani bir ses duyduğunda irkilip korkarmış. Eee! Tabi bir de tıpkı diğer bütün pandalar gibi çok meraklıymış.

Gel zaman git zaman, ormana bir tiyatro gelmiş. Elbette panda da ormana gelen tiyatrodan haberdar olmuş. Herkes tiyatroya gider de bizim meraklı panda kalır mı? Maymunun sattığı biletlerden satın almış ve tiyatroyu izlemeye bizim haylaz panda da gitmiş. İlk defa izlediği tiyatroyu çok sevmiş ve oyun bittikten sonra tiyatrocuları ayakta alkışlamış.

Tiyatroyu heyecanla izlemiş izlemesine ama perdenin arkasında ne olduğunu da çok merak etmiş. Daha sonra merakına yenik düşmüş ve hiç kimsenin görmediği bir anda, tiyatronun kulisine dalıvermiş. Tiyatro oyuncularının üzerini değiştiği odaya girdiğinde, birden bire karşısına çıkan onlarca tuhaf maskeyi görünce çok korkmuş. Koşarak hemen soyunma kabinine saklanmış. Tam odadan kaçacakken merakı yine galip gelmiş.

Kalbi küt küt çarparken yavaşça maskelerden birine doğru yaklaşmış. Bir de ne görsün; maskeler kağıttan yapılmış olmasın mı? Sonra derin bir “ohhh” çekmiş ve rahatlamış. Kaçmakla sorunların çözülmediğini ve kaçarak korkuları yenmenin mümkün olmadığını o gün anlamış. Sakinleşerek korkusuyla yüzleşince, korkularını yenebileceğini işte bu tiyatro odasında öğrenmiş. O günden sonra böyle gereksiz korkulardan da kurtulmuş.

Kaynak: https://uykumasali.com/

Yorumlar